Geçtiğimiz yıl rekorlar kırılan sıcaklar, bu yıl da marttan itibaren kendini göstermeye başladı. Boğaziçi Üniversitesi İklim Değişikliği ve Politikaları Uygulama ve Araştırma Merkezi Yönetim Kurulu Üyesi Prof. Dr. Murat Türkeş, Türkiye'de beklenen sıcak hava dalgaları ve uzun vadede yaşanabilecek iklimsel kaymaların olası etkilerini değerlendirdi.
Türkeş, yaptığı açıklamada şu önemli noktalara değindi
Uzun süreli sıcaklık artışları tüm dünyada devam ediyor. Türkiye'de de ortalama en yüksek ve en düşük sıcaklıklar artıyor.
Gece sıcaklıkları ve rekor sıcaklıklarda belirgin yükselişler gözlemleniyor. Sıcak hava dalgalarının süresi, uzunluğu ve sıklığında çok ciddi artışlar var.
2023'te küresel ısınma 1,5 santigrat dereceye yaklaştı. Yıl içinde birkaç kez bu eşiği aştık. 2023 yazı çok sıcaktı ve 2024'te de her ay rekor sıcaklıklar yaşıyoruz.
Mart ayında Türkiye'nin büyük bölümünde hava sıcaklıkları mevsim normallerinin çok üzerindeydi.
Mayıs sonu ve haziran başında görülen 30'lu derecelere ulaşan sıcaklıklar bu ay da yaşanmaya başladı.
Mevsimlik hava tahminleri ve kısa süreli iklim öngörülerine göre, bu yaz da Türkiye'nin büyük bölümünde hava sıcaklıkları mevsim normallerinin üstünde olacak.
Güneydoğu Anadolu, İç Anadolu'nun mikroklima çukur alanları ve Güneybatı Anadolu'da yüksek sıcaklık rekorlarının kırılacağı öngörülüyor.
Yağış rejiminin değişmesiyle şiddetli, güçlü, aşırı gök gürültülü sağanaklar ve bunların yol açacağı seller, akarsularda taşkınlar, kentlerde su baskınları daha çok görülebilecek.
Yağış rejiminin değişmesi, Akdeniz havzasında özellikle senenin soğuk dönemlerinde kuraklığın sıklığı, süresi ve şiddetini artırabilecek.
Türkiye'deki ana iklim bölgelerinde çok ciddi alansal kaymalar söz konusu. 50 yıl içinde Akdeniz ikliminin bugünkünden çok daha geniş alanları kaplayacağı öngörülüyor.
Hava sıcaklıklarının Karadeniz Bölgesi'ndeki nemli ılıman iklimin, Doğu Anadolu'daki soğuk iklimin alanını daraltacağı, soğuk iklim kuşağının tümüyle ortadan kalkacağı tahmin ediliyor.
Buzullar hızla eriyor ve orta ve kötümser iklim senaryoları gerçekleşirse gelecekte kar yağışı hemen hemen hiç düşmeyeceği için ilkbahar kar erimeleri yaşanmayacak.
Büyük Ağrı'nın tepesindeki buzul takkesinin yüzyılın sonuna kadar erimesi bekleniyor.
2070'e geldiğimizde çok ciddi bir değişiklik olmazsa bunları çoktan yaşamış olacağız. Artık çok daha sıcak, çok daha kurak, aşırı hava ve iklim olaylarına elverişli bir dünyaya kapıyı açtığımızı söyleyebilirim.
Prof. Dr. Türkeş'in açıklamaları, Türkiye'nin iklim değişikliğinin etkilerinden ne kadar ciddi şekilde etkilendiğini ve gelecekte ne gibi risklerle karşı karşıya kalabileceğimizi açıkça gösteriyor. Yetkililerin bu konuda gerekli adımları atması ve vatandaşların da bilinçlendirilmesi gerekiyor.
