Tarih: 18.11.2025 14:34

Emek Partisi Darıca İlçe Örgütü: ‘Güvenli yaşam, güvenli barınma herkesin hakkı’

Facebook Twitter Linked-in

Darıca Fevzi Çakmak Mahallesi'nde metro inşaatı nedeniyle yaşanan bina hasarları ve barınma sorunları üzerine Emek Partisi'nin çağrısıyla düzenlenen halk toplantısında güvenli yaşam talebi konuşuldu.

Emek Partisi Darıca İlçe Örgütünün çağrısıyla metro inşaatı çevresinde yaşanan sorunlara dair halk toplantısı gerçekleştirildi.  29 Ekimde Gebze'de metro inşaatının üzerinde yer alan Arslan Apartmanında 4 kişi yaşamını yitirmişti. Darıca Fevzi Çakmak Mahallesinde de Gebze-Darıca metrosunun Farabi Devlet Hastanesi durağı inşaatının bulunduğu bölgede bazı evlerde hasarlar oluşmuş, kimi evler boşaltılmıştı. Yurttaşların yaşadığı barınma sorununa dikkat çeken Emek Partisi Darıca İlçe Örgütü, Fevzi Çakmak Mahallesinde bir halk toplantısı gerçekleştirdi. 

Makina Mühendisleri Odası (MMO) Gebze İlçe Temsilcisi Tanfer Yeşiltepe, inşaat mühendisi İsmet Doğan, harita mühendisi Özdemir Çoban, jeoloji mühendisi Yavuz Palakçı ve Dr. öğretim üyesi Barış Işık'ın konuşmacı olarak katıldığı etkinliğe mahallelilerin yanı sıra CHP ve Çamlıçatak Köyü Derneği yöneticileri de katıldı. 

'Mücadele etmeye devam edeceğiz'

Açılış konuşmasını yapan Emek Partisi Darıca İlçe Başkanı Orhan Kaya, "Emek Partisi olarak, Fevzi Çakmak Mahallesinde kolon çatlakları üzerine bina boşaltmaları sonrası harekete geçtik ve yurttaşların da talebiyle böyle bir toplantı gerçekleştirme gereği duyduk. Güvenli bir yaşam ve güvenli barınma herkesin hakkı, bu hakkımız için mücadele etmeye devam edeceğiz" dedi. 

'Güvenli ev, güvenli iş'

İnsanların mağdur olduğunu belirten MMO Gebze İlçe Temsilcisi Tanfer Yeşiltepe, "Gebze'de, Darıca'da yıkım kararı alınan binalar var. Metro yapılırken çeşitli hesaplamalar yapılmalıydı. Metro dışında çeşitli tespitler var yetkililerle ilgili. İnsanları tatmin edecek cevaplar veremiyorlar. İnsan hayatı, yaşam hepimiz için çok önemli. Özellikle bir proje yapılırken her şeyin denetlemesi gerekiyor. Maalesef para ve rant bazı şeylerin önüne geçince böyle sorunlar yaşanıyor. Bu memleketin insanları güvenli evlerde yaşamayı, güvenli işlerde çalışmayı hak ediyor" diye konuştu. 

'Denetimlerde çok ciddi sorun var'

Yasaların güçlü olmasına rağmen uygulamanın yetersiz olduğuna dikkat çeken inşaat mühendisi İsmet Doğan, "Yıkılan bina 99 depreminden sonra yapılmış, kağıt üzerinde olsa bile yapı denetimi yapılmış bir bina. Yıkılma sebebinin zeminden kaynaklı olduğu gözüküyor. Yaşadığımız binalarla ilgili kaygılarımız var. Metro hattı üzerinde yaşayan insanların yapması gereken bir şey yok. İnsanlar oturduğu binanın Depreme dayanıklı olup olmadığını, altından geçen metronun binaya etkisinin olup olmadığını bilemez. Denetim ve yapılması gerekenler kamunun sorumluluğunda. Halka düşen şey, 'Benim sağlıklı barınmamı sağlamak zorundasın' diyerek yetkililer üzerinde baskı kurmaktır. Hala denetimlerde çok ciddi sorun var. Kamuoyu oluşturarak bizleri yönetenleri zorlamamız gerekir" dedi. 

'Maaliyet diye mühendislik şartları sağlanmıyor'

Bu gibi çalışmalarda gerekli mühendislik şartlarının sağlanması gerektiğini belirten harita mühendisi Özdemir Çoban, "İstanbul'da çeşitli metro çalışmalarında 20 yıl çalıştım. Metro inşaatını yapan firma Eze İnşaat aslında asfalt işi yapan bir firma, oradan metro işlerine geçtiler. Bu bir şanssızlık. Umarız bu ders olur, İzmit metrosunda bu gibi şeyler insanların başına gelmez. Metro inşaatına başlamadan önce belirli aralıklarla ölçümlerin yapılması gerekiyor. Gerekli mühendislik şartları sağlanırsa her türlü sorun çözülür ama maliyet sebebiyle bu şartları göz ardı ediyorlar. Herhangi bir şekilde tünelden su alır, zeminden su seviyesini düşürürseniz bunun bir şekilde dolgularının yapılması gerekiyor. Burada sorun, mühendisliğin uygulanmamış olması. Burada ayrıca her türlü sorunun muhatabı Ulaştırma ve Altyapı Bakanlığı" diye konuştu.

'Sorumlu devlet kurumları'

Sorumluluğun devlet kurumlarında olduğunun altını çizen Jeoloji mühendisi Yavuz Palakçı, "Yaklaşık 35 sene hem yurt dışında hem de yurt içinde tünel yapım işlerinde çalıştım. Eğer bu tünel, halk arasında köstebek denilen makina ile açılmışsa, bu binanın çökme şansı yok. Binada devrilme olmuş. Bu da demek oluyor ki zeminde problem var. Binanın altında su olduğu söyleniyor. Son dönemde yaşanan depremler yüzünden sıvı kaybı mı var acaba? Metro inşaatı su çekmeye devam ediyor deniliyor. Yerinde sondaj yapılması gerekiyor. Su çekmeye bağlı oturmalar varsa yine onlar takip etmeli. Bu gibi projelerde güzergah üzerinde bulunan binalar sürekli harita mühendisleri tarafından takip edilir. Burada sorumlu devlet kurumları, vatandaş bunu takip edemez" dedi. 

'Hukuk kendinden menkul bir şey değil'

Okan Üniversitesi Hukuk Fakültesinden Dr. öğretim üyesi Barış Işık ise, "Aslında geliyorum diyen bir süreçten bahsediyoruz. Bina yıkılmadan önce şikayetlerin, uyarılarını yapıldığı biliniyor. Burada gerekli tedbirleri almayan yetkililer adına bir süreç işletilmeli. Bir ceza hukuku boyutu var, buradan bir şeyler çıkmalı. Bilirkişi heyetleri atandı ama kamuoyu bu davayı takip etmekten vazgeçmemeli. Hukuk kendinden menkul bir şey değil. Sürecin takip edilmesi gerekiyor. Bilirkişiler hukukçu değil, teknik bir rapor hazırlayacaklar ama sonrasında hukukçular bu davaya müdahil olmalı. İdare ihale ile bu işi bir firmaya veriyor, metro inşaatını yaptırıyor. Yine de burada işin takibini idare yapmalı. Sonrasında da burada mağdur olan vatandaşlar her türlü maddi ve manevi desteği almalı. Kamu görevlilerinin sorumluluğu açığa çıkarılmalı" diye konuştu. 

Konuşmaların ardından yurttaşlar katılımcılara merak ettiklerini sordu, etkinlik soru cevapların ardından sona erdi. 


 




Orjinal Habere Git
— HABER SONU —