Cumhurbaşkanının Meclis açılır açılmaz sosyal medyanın kontrolü ile ilgili yasa çalışmaları yapılması gerektiği yönündeki açıklamalarına ilişkin olarak Tarhan, “Cumhurbaşkanlığı hükümet sisteminde meclis daha bağımsız olacak ve yasaları meclis yapacak diyorlardı. Ama gelinen noktada tüm yasa teklifleri Cumhurbaşkanlığında görevli bürokratlar tarafından hazırlanıyor, AKP’li milletvekilleri de adeta bir tiyatro oyunundaymışçasına teklifi kendileri hazırlamışlar gibi imzalarını atıyorlar. Teklifi komisyon görüşmelerinde yeterli düzeyde anlatamadıkları gibi tekliflerinin görüşüldüğü genel kurul toplantılarına katılmadıklarını dahi görüyoruz. Talimatla yasalar Genel Kurula kadar geliyor. Anlaşılan o ki saray şimdi de sosyal medya sansürü üzerine çalışıyor. Oysa biz halkımız için Anayasa ile teminat altına alınan özgürlükleri savunuyoruz.” dedi.
“Bu yasakçı zihniyetin bir tezahürüdür. RTÜK de bu zihniyetin kapı bekçisidir.”
Tarhan, “Sosyal medyayı kontrol edemiyoruz, RTÜK nasıl yetişsin diyen yasakçı zihniyet aslında RTÜK’ü ne amaçla kullandığını da açıkça belli etmiştir. Dün bir çok televizyon kanalına yangınla ilgili haber yaptıkları için para cezası yağdıran RTÜK’e basının görevinin gerçekleri halka paylaşmak olduğunu hatırlatmak gerekiyor. Bu yasakçı ve sansürcü zihniyetin artık şunu anlaması gerekiyor. Artık onların devri sona erdi. Gerçekleri gizleyemeyeceğiniz bir çağdayız. Bilgi ve iletişim çağında bilgiyi de iletişimi de sansürleyemezsiniz” diyerek yangın haberlerini ekrana taşıdıkları için RTÜK tarafından bazı kanallara para cezası kesilmesini de eleştirdi.
“Ülke felaketten felakete sürükleniyor ama sorumluluğu üstlenen bir kişi yok!”
Tarhan, orman yangınları henüz tam söndürülmeden peş peşe gelen trafik kazalarını ve ardından Bartın, Sinop ve Kastamonu’da yaşanan sel felaketine ilişkin olarak şunları kaydetti: “Ülkenin her yanı yangın yeri adeta felaketten felakete sürükleniyoruz. İnsanlarımızı kaybediyoruz. Henüz yangınlar söndürülmemişken, trafik kazaları canlarımızı aldı. Şimdi de Batı Karadeniz’i sel felaketi vurdu. Bartın, Sinop ve Kastamonu büyük bir felakete uğradı. Tüm bu felaketlerin önlenmesinden sorumlu olan Bakanlar ise olayları sadece uzaktan izliyorlar. Cumhurbaşkanından talimatsız adım atamayan Bakanlar sorumluluğu da üstlenmiyorlar. Bu sel felaketi neden yaşandı? Plansız yapılaşma, derelerin ıslahının yapılmaması, rant uğruna çevresel etkisi değerlendirilmeden yapılan HES’ler. Doğal afetleri önleyemeyiz diyorlar. Bu afetler sadece bizde olmuyor ama en çok hasarı bize veriyor. Nedenini niçini sorgulamıyorlar. Sen doğaya rağmen yol, doğa rağmen hes, doğaya rağmen bina yaparsan sonu ne yazık ki felaket olur.”
“Karamürselin sorunlarının çözümü için çalışıyoruz.”
Tarhan, Kocaeli ve ilçelerinin sorunlarını mutlaka TBMM gündemine taşıdığını ifade ederek, “Biz Kocaeli genelinde yaşanan elektrik kesintileri, hava kirliliği, çevre sorunları, çarpık kentleşme, alt yapı ve ulaşım sorunları, internet alt yapısının yetersizliği gibi sorunların yanı sıra ilçelerimizin kendilerine özgü sorunlarını da mutlaka meclis gündemine taşıyor ve çözümü için çalışıyoruz. Kızderbent Taşocağı ve Senaiye’deki ruhsatsız Rüzgar Enerjisi Santralini de bu kapsamda meclis gündemine taşıdık.” dedi.
Tarhan, CHP ilçe merkezindeki toplantının ardından Dereköy, Yalakdere, Avcıköy, Fulacık, Çamdibi ve Kızderbent mahallelerini de ziyaret edecek.
