Ceza infaz kurumlarında hükümlü/tutukluyu sevk için, hastane için, adliyeye götürmek için ring aracı dediğimiz kutuya benzer, motor kapasitesi normalden çok düşük olan araçlara bindiriyorlar. Dar bir alana sahip ve olası kaçma durumunu minimuma indirmek için altı adet kilidi bulunur. Kelepçe kilit yerine geçmez. Bir işkence aracıdır.
Dorse veya römork ise bir hayvanı ya da sevkiyat malzemelerini bir noktadan bir noktaya transferlerinin sağlandığı hizmettir. Geniş ve oksijen alan boyuttadır, çünkü mahkumlardansa evet hayvanlar nefes almalı ve konforlu bir yolculuk yapmalı çünkü mahkumların dar bir alanda elleri kelepçeli yolculuk yapmasında sıkıntı yok. Mahkûm diyorum ama bir insandan bahsettiğimin de altını çizerim.
İnsan ve hayvanı karşılaştırdım, normalde adil olmayan bir karşılaştırma çünkü farklı türden konu başlıkları söz konusu ancak ülkemizde sağ olsunlar ayrım yapmadan aynı kefeye koyulabiliyoruz. Hiç kimse bir insana fiziksel ve ruhsal şiddette bulunamaz, işkence edemez. Ring araçları şehirlerarası yolculuklar yaparken kazalardan yanısıra insanın ruhsal sağlığını bozup, onurunu da rencide etmektedir.
Bir mahkûmun mektubundan: ‘Sevk için kullanılan ringler tek kabinli. 50*50 cm’lik kutular içinde ve 165 cm yükseklikte bölmeler halinde. Havasız ve toz içinde. Epilepsi ve bipolar hastasıyım. Ringlere binince kriz geçirme sorunu yaşıyorum. Tansiyon, bel fıtığı, panik atak hastası birçok insan var. Koltuk değneği kullanan ya da kalça çıkığı olan arkadaşlar yol boyunca ayakta durmak zorunda bırakılıyorlar. Bu bir işkencedir.” Bir başka mektupta ise ‘hastaneye ve mahkemeye giderken tek kabinli, hücre tipi, adeta hayvan kafeslerine benzeyen ring araçlarının geldiğini, bu araçlarda tek kişilik bölümlerin çok küçük olduğunu ve içine ancak bir sandalye sığdığını, hareket etmenin mümkün olmadığını ve ayağa kalkamayacak kadar alçak olduğunu, adeta bir mezar gibi dar ve havasız olduğunu, havasız olmasından dolayı bu araca sağlıklı binen kişinin hasta olarak indiğini, zaten akciğer sorunları olan, astımı veya klostrofobisi, panik atağı olanın binmesinin mümkün olmadığını, aynı hücrede bulunan kişilerin bile ayrı ayrı kabinlere konulmasının tecridin ring aracında bile sürdürülmesi demek olduğunu, hastaneye gidemediklerini, bu yüzden var olan hastalıkların öğrenilmediğini, bilinen hastalıkların da ilerlediğini’ anlatmıştır. Ring aracı değil bir işkence aracıdır. Lütfen alttaki habere de göz atın:
‘‘18 Eylül 2011 sabahı saat 06.30 civarında Kayseri-Malatya Karayolunun Karakuyu köyü civarında Van'dan İstanbul'a mahpus götüren ring aracı seyir halindeyken alev aldı. Şoför aracı durdurdu, askerler dışarı çıktı. Görevliler kilitli kapıları açamadıkları için 5 mahpus yanarak hayatını kaybetti.’’
Kaçamazlar çünkü elleri kelepçeli, Kaçamazlar çünkü bir kutunun içinde kilitliler Kaçamazlar ama ölebilirler. Bu haberler bitmiyor, çoğalıyor ve bir set çekilmezse daha da fazlalaşacak. Daha güvenilir ve konforlu servis araçlarının kullanılması bu kadar zor bir süreç olmamalı. Güvenlik gerekçesi dahi olsa yaşam hakkının önüne hiçbir şey geçemez. Kamu kuruluşları yaşam hakkının korunması için tüm önlemleri almak zorunda bunu A’sı B’si C’si yok. O gün yanarak ölen 5 mahkûmdan biri senin annen, baban, eşin, dostunda olabilirdi, bunun ihtimali bile bu kadar korkutucuyken halen daha ring araçlarının değiştirilmemesi de ayrı bir husus.